Maşallah üç günden beri aralıklıda olsa kar yağışı devam ediyor. Kar yağışını hep sevmişimdir. Ne yazık ki uzun yıllardan beri, o eski bol yağışlı kışları göremez olduk. O zamanlar kar kış boyu kalkmaz, kış çok soğuk geçerdi. Çatılardan 1-1.5 metre boyunda buzlar sarkardı. Hayatım boyunca, iki bol kar yağışlı yıl gördüm. Sanıyorum ilki 53- 54 yılları, diğeri ise 1983 yılının şubat ayı idi. Bu iki yılda kar bir metrenin üzerinde yağmıştı. 1990 lı yıllarda itibaren kar yağışı iyice azaldı. Yıl boyu 5–10 santimi bulmuyor. Zaten fazlasına insanların da tahammülleri olmuyor. Oysaki o yıllarda ilkokulun birinci sınıfında okuyan arkadaşlarımız bile yarı bellerine kadar kar içinde istasyondan veya köylerden Zile ye okula gelirlerdi. Bu gün o yaştaki çocukları ana babaları kapının önüne bile çıkarmıyor. Zaten kar başlayınca okullar da hemen tatile oluyor. Artık karda, yağmurda nazlı oldu.Sanki madem İstenmiyorum o zaman yağmıyorum diyor gibi. Tabi bu işin şaka tarafı. İyisini Allah bilir.
25.03.1983 KIŞ
50 li yıllardaki o ilk kar yağışını hiç unutmam. Küçüktüm beklide bu yüzden etkilenmiştim. Kalınlığı 1,5 metre civarına ulaşmıştı. Evler çöker korkusu ile çatılardaki kar kürünmüş, sokaklar birinci kat pencerelerine kadar kar tepeleri ile dolmuştu. İnsanlar üst katların önünden zemin kat da yürür gibi yürüyorlardı. Kislik mahallesindeki evimizin çatısını kürüyünce aşağı atılan kar bütün avlumuzu çatıya kadar doldurmuş babam sokağa çıkmak için avludaki kar yığının içinden tünel kazmak zorunda kalmıştı. 1983 yılında ise tam 110 santim kar yağmış çatılar çömüş, yollar kapanmış, ulaşım aksamıştı. O yıllarda su diye bir sıkıntımız yoktu. Bu gün Zile ye su veren belediye kuyularında derinlik 125 metreye kadar indi. Su seviyesi her geçen gün daha derine iniyor. Bütün bu sebepler yüzünden Zile nin başlıca geçim kaynağı olan tarım her geçen yıl kuraklıktan daha etkilenmeye başladı. Modern sulama tekniklerini uygulamakta oldukça geç kaldık. Gün geçirmeden bunları yapmamız lazım. Birkaç yıldır meyve ve bağcılıkta canlanma görülmesine rağmen sebzecilikte çok geç kalmış durumdayız. Bizden 15–20 km uzaklıktaki Üzümören kasabası ile Pazarda geçen yıl sebze tarımı altın yılını yaşadı. Biz hala buğday ve Şeker pancarından ısrar ediyoruz. Ağustosta Akyazı semtimizden Turhala giderken tek bir yeşil alan göremiyoruz. Hep biçilmiş sapsarı buğday tarlası var. Oysaki burası su kanalları ile dolu. Tarıma yön verecek olan ilgili kuruluşlar maalesef üzerine düşen görevleri yerine getirmedi. Getirdiyse bile yeterli olmadı. Tarım şehri Zile nin tarımı ihmal edilmiş, Zile bu alanda da geri kalmıştır. Zileli yeniliklere açıktır. Yeter ki yol göstericiler olsun. Hoşça kalın - Hulusi SEREZLİ -Zile.30 Ocak 2008