TEKİN SEREZLİ ŞİİRLERİ
Tekin (Gültekin) Serezli’nin Özgeçmişi;
Şükrü ve Emine Serezli’nin oğlu olan Tekin Serezli 1935 yılında Zile’de doğdu. Eğitimini tamamladıktan sonra ticari hayata atıldı. Radyodan , televizyona, buzdolabından çamaşır makinesine kadar ev aletlerini ve ilk otomobilden kamyona ve traktöre kadar otomotiv ürünlerini ilk defa getirip pazarlayarak Zile’nin ve bölgenin ticari hayatında rol alan öncü bir iş adamı oldu.
rulet siteleriArçelik, Anadol, Tofaş, Ford ve Fiat bayilikleri yaptı. Zile’nin sosyal hayatını ilgilendiren tüm çalışmaların içinde bulundu.Pulculuğa meraklı olan Tekin Serezli dogum tarihi olan 1935 yılından bu güne kadar çıkmış tüm pullardan oluşan zengin bir pul koleksiyonuna sahip olan Tekrin Serezli 1958 yılında pul kolleksiyoner ve meraklılarını bir araya getirmek amacı ile Zile Filatelis kulübünü kurdu. Kültür Derneği, Şehir kulübü ve Turizm Derneğinin kurucusu oldu. Evli ve iki çocuk babası olan Tekin (Gültekin) Serezli iyi derecede İngilizce biliyor.
---------------------------------------------------------------------
YÜZLER
Yüzler vardır
Melek yüzler,
Masum yüzler.
Pembe, solgun, alıngan.
Yüzler vardır.
Kıpkırmızı, sapsarı
Şirin, karışık, asık.
Yüzler vardır eklene, eklene
Olur binler, yüz binler
Yer yüzü,
Gök yüzü,
Kitap yüzü
Sakallı sakalsız.
Sivilceli,benli, çilli yüzler.
Bunların en kötüsü
Utanmaz, yüzsüz
Yüzler.
AKLA KARA
Akla karayı seçmek demek
Akla karayı seçmek…
Ak derim, Kara dersin.
Arada yok
Başka renk.
Zordur dostum zor
Anlatana dek
Akla karayı seçmek.
YAĞMURLU ŞİİR
Yağmur yağdı.
Şiir ıslandı.
Adam okudu.
Gözleri ıslandı.
PAZAR EŞEĞİ
Kimi çekti yularından.
Kimi modulladı arkadan.
Saldılar yine eşeği pazara
Kalmasın sakın nazara
Meraklıları çokmuş oda anladı.
Daha çok marifetleri vardı.
Çıkardılar zorlayarak pazara
Kalmasın sakın nazara
Eşeği pazarda sattılar
Küfrünü iltifat yaptılar
Sürdüler yine eşeği pazara
Kalmasın sakın nazara
BEKLENTİ
Yıllar yıla eklenirken
Sevgiler ümitle beklenirken
Bekledim bir gönül sevgisi
Sevgi gönüle eklenirken
DUYGULARIM
Benimle yaşayan,
Duygularım.
Acaba beni
Terk mi edeceksiniz
Yoksa seninleyiz diye
Duyura, duyura beni ;
Yok mu edeceksiniz ?
Sakın terk etmeyin beni
Sizsiz olamam ki.
Duygusuz olamam ki?
O zaman beraberiz…
Yok etmek niye
Sizi söküp atamam ki içimden
Benimlesiniz diye.
TENKİT
Tenkidi kolay
Yapılması zor.
Sen bu işi gel
Yapanlara sor.
Bir iş gelmez elinden.
Lafa gelince bol.
Bilinç eksik değil dilinden.
Hayal ettikçe bilinçleniyor.
Bir şey bilen
Bilmez her şeyi
Her şey bilen
Bilmez hiçbir şeyi.
Boş saçmalıklarla
Tutturmuş bir yol
Böyle ukalalara
Laf anlatmak zor.
GÜN
Yorgun günün
Beklerken akşamını
Sabah olsaydı diyorsun.
Yine sabahlar oluyor.
O karanlık gecelerden sonra
Aydınlık sabahlar bekliyorsun.
Gün başlarken
Bak yine akşam olmuş.
Götürmüş günün aydınlığını.
DOSTLAR
Bir haber alamadığım
Hatırını soramadığım
Özleyip göremediğim.
İçimden silemediğim.
Yanlarına varamadığım
Vefasız dostlar
Arkamdan acımasız yeren
Seviyorum diyerek
Yerden yere seren
Yüzüme gülen vefasız dostlar.
ZAMAN
Gün bitti akşam oldu.
Yine cumalar geldi hafta bitti.
Ay bitti. Yılbaşı…
Zaman çabuk geçiyor diyorsun.
Zamanın durduğu yerde
Hayır geçmiyor. zaman
Aldanıyorsun.
O hep duruyor yerinde olduğu gibi
Günler cumalar, aylalar, yıllar
Geçenler bizleriz onların durduğu yerde.
Üzgün, yorgun, kederli ve neşeli
Mevsimler yerinde
Zaman yerinde
Geçerken görüyorsun onları
Ömrünün kısa yolunda
Günün bittiği yerde
SİTEM
Sakın kızma bana
Geleceğim diye.
Gelemedim sana
Bu sitemin niye.
DÜN
Hep dünler vardı içimde
Beklerken yarınlar olsun diye
Yarınlar dün oldu benimle
Yarınlar umutlu, heyecanlı ve canlı
Dünler anılı neşeli ve gamlı
Tüm yarınları yaşıyorum
Yine dünlerin içinde
Aralık 1983
ÜÇ GÜNLÜK DÜNYA
Üç günlük dünyada kaldın.
Ömür benim, mal benim, yar benim sandın.
Akıl benim. Fikir benim. Ben benim sandın.
Ey gafil nasıl aldandın.
Güldün. Sevindin. Ağladın. Üzüldün.
Kaderim budur diye yandın.
Üç günlük dünyayı ömür sandın.
Ey gafil nasıl aldandın.
1985
HACABA
AHMETMUHİP DIRANAS'IN FAHRİYE ABLA ŞİİRİNE ATFEN YAZILMIŞTIR.
SEN NE FAKİR KOMŞUMUZDUN HACABA!
OTURURDUN KÜÇÜK YUVANDA
MUTFAK,YATAK,TUVALET HEPSİ BİRARADA
GÖRMEDİN HİÇ BİR YER ÖMRÜNDE
ÜÇ BEŞ KOMŞU, FAKİR VE VİRAN SOKAKTAN MAADA
SEN NE FAKİR KOMŞUMUZDUN HACABA!
İŞİTİRDİN DEVRİŞ EMMİNİN AZARINI, KÜFRÜNÜ
SEYREDERDİN KÜÇÜK PENCERENDEN KAHROLURCASINA ETRAFINI.
HER GÜN SÜPÜRÜRDÜN ÇIPLAK AYAĞINDA,
ATMA KUŞAKLI NALINLAR İLE KAPININ
ÖNÜNDEKİ KALDIRIM TAŞLARINI.
EVİNDEKİ ÜÇ BEŞ TAHTA KAŞIK VE TOPRAK KAPLAR
BİRDE TEPESİ KIRIK TESTİ VE KÜPLER.
MAHALLEYİ FABRİKA İŞBAŞI DÜDÜĞÜ GİBİ UYANDIRIRDI
SEMAVERİNİN DÜDÜĞÜN
" İŞTE UYANDI HACABA "DERDİK.
KURU EKMEK BULURSAN YERDİN YOKSA, AÇ.
YÜREĞİN ZENGİNDİ AMA KENDİN MUHTAÇ...
SEN NE FAKİR KOMŞUMUZDUN HACABA!
SİZLER NE GÜZEL KOMŞULARIMIZDINIZ.
HATUNABA, ÜMÜS ABA, AYŞA ABA.
HALA İÇİMDEDİR O SOKAĞIN MİSTİK VE BURUK KOKUSU,
ANILARI, HÜLYALARI, RÜYALARI
TEKİN SEREZLİ, AĞUSTOS 2017